Mars’ın Uyduları: Phobos ve Deimos Hakkında Her Şey
Mars’ın uyduları, güneş sistemindeki en küçük ve ilgi çekici gök cisimleri arasında yer alır. Phobos ve Deimos, hem fiziksel özellikleri hem de hareketleriyle bilim insanlarının ilgisini çekmektedir.
1877 yılının Ağustos ayında Amerikalı astronom Asaph Hall, Mars’ın etrafında bir uydu arayışındaydı. Ancak gece boyunca süren başarısız denemelerden sonra pes etmek üzereydi. Hall’un eşi Angelina, onun çalışmalarına devam etmesi için cesaret verdi. Sonunda Asaph Hall, önce Deimos’u, altı gün sonra ise Phobos’u keşfetti.
Tam 94 yıl sonra, NASA’nın Mariner 9 uzay aracı, Mars yörüngesinden bu uyduları çok daha net bir şekilde görüntüledi. Phobos’un yüzeyindeki devasa bir kratere Hall’un eşinin kızlık soyadı olan Stickney adı verildi.
NASA’nın Perseverance Mars keşif aracı, 30 Eylül 2024 tarihinde, misyonun 1,285. Marstaki günü (sol) sırasında, Mars’ın iki uydusundan biri olan Phobos’un Güneş’in önünden geçişinin siluetini Mastcam-Z kamerasıyla kaydetti. Görselde geçişin gerçek zamanlı görüntüsünü görüyorsunuz. Kaynak: NASA/JPL-Caltech/ASU/MSSS
Phobos ve Deimos’un Genel Özellikleri
Mars’ın iki uydusu da güneş sistemindeki en küçük doğal uydular arasındadır. Phobos, Deimos’tan biraz daha büyüktür ve Mars’a sadece 6.000 kilometre uzaklıkta döner. Bu mesafe, herhangi bir uydunun gezegenine olan en yakın yörünge mesafesidir. Phobos, Mars’ın etrafında günde üç kez dönerken, Deimos’un bir turu yaklaşık 30 saat sürer.
Phobos’un yörüngesi, her yüzyılda 1,8 metre kadar daralmaktadır. Bu, 50 milyon yıl içinde ya Mars’a çarparak parçalanacağı ya da gezegenin etrafında bir halka oluşturacağı anlamına gelir.
Her iki uydu da Mars’a bakan aynı yüzlerini sürekli gösterir. Yüzeyleri kraterlerle dolu, düzensiz şekilli ve karanlık malzemelerle kaplıdır. Phobos ve Deimos’un, karbon açısından zengin kayaçlardan ve buzdan oluştuğu, hatta bir zamanlar asteroit oldukları düşünülmektedir.

Phobos, Mars’ın en büyük uydusu. Kaynak: NASA/JPL-Caltech/University of Arizona

Deimos, Mars’ın ikinci uydusu. Kaynak: NASA/JPL-Caltech/University of Arizona
Phobos: Mars’ın Büyük Uydusu
Phobos, yaklaşık 27 x 22 x 18 kilometre boyutlarındadır ve oldukça düzensiz bir şekle sahiptir. Uydunun en dikkat çekici özelliği, yüzeyinin neredeyse yarısını kaplayan Stickney Krateri’dir. Kraterin çapı yaklaşık 10 kilometre olup, içinde kayaların aşağıya doğru kaydığı izler gözlemlenmiştir.
Phobos, C-tipi kayaçlardan oluşmuştur ve yüzeyi meteor çarpmalarıyla ince bir toz tabakasına dönüşmüştür. Bu toz tabaka, güneş ışığını tutamadığından Phobos’un sıcaklık farkları oldukça keskindir. Gündüz -4 °C’ye kadar ısınabilirken, gece -112 °C’ye kadar soğuyabilir.
Deimos: Daha Küçük ve Daha Uzak
Deimos, Phobos’tan daha küçük olup, yüzeyinde Phobos’taki gibi büyük kraterler bulunmaz. Çapı yaklaşık 15 kilometredir ve yüzeyi kalın bir toz tabakasıyla kaplıdır. Meteor çarpmaları sonucu yüzeyden ayrılan toz ve kaya parçaları, Deimos’un yörüngesinde geçici bir halka oluşturabilir.
Deimos, Phobos’a kıyasla daha uzakta döner ve Mars yüzeyinden daha az görünür. Yörüngesi boyunca Mars’ın çekimiyle dağılan tozlar, yüzeyine geri yerleşir.
Mitolojiden İlham Alan İsimler
Asaph Hall, Mars’ın uydularına isim verirken Yunan mitolojisinden ilham aldı. Phobos ve Deimos, savaş tanrısı Ares’in oğullarıdır. Phobos “korku”, Deimos ise “dehşet” anlamına gelir. Bu isimler, savaşın kaotik doğasını yansıtan uygun birer seçimdir.
Gelecekte Mars Uyduları
Bilim insanları, Mars’ın uydularını gelecekte astronotlar için bir üs olarak kullanmayı planlıyor. Phobos veya Deimos, Mars yüzeyini keşfetmek için ideal bir gözlem noktası olabilir. Bu uydular, kozmik ışınlar ve güneş radyasyonundan koruma sağlayabilecek kalın kaya tabakalarıyla, Mars’a iniş görevleri için bir sıçrama tahtası olarak kullanılabilir.